Siyonist Rejim Başkanı Isaac Herzog bugün Türkiye'ye geliyor. Herzog'un yapacağı ziyarette, Türkiye ve siyonist işgal rejimi arasındaki iş birliğinin geliştirilmesi için atılabilecek adımlar ele alınacak.
Mehr Haber Ajansı muhabiri Ankara-Tel Aviv ilişkileri hakıında Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin ile bir röportaj gerçekleştirdi.
Aşağıdaki yazıda bu röportajı okuyabilirsiniz:
1- Türkiye, her zaman Siyonist Rejim'in Filistin politikasına sert tepki göstererek, Gazze halkına manevi destek vermiştir. Peki Ankara'nın Tel Aviv ile ilişkileri normalleştirmek için son zamanlarda attığı adımlardan amacı nedir?
Son dönemlerde Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüz yüze kaldığı ekonomik güçlükler ve dış borç sarmalı ister istemez siyaseten de güç kaybı yaşamasına neden oldu. Öncelikle ABDBaşkanı Joe Biden’ın başkanlığa gelmesinden sonra küresel konjonktürde yaşanan gelişmeler hükümeti Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika politikalarında iyice yanlızlaştırmaya ve köşeye sıkıştırmaya yönelik oldu.
Bunun üzerine İsrail ile stratejik bir yakınlaşma sürecine giren Ak Parti iktidarı, İsrail’in örtülü olarak HAMAS’a karşı olan politikalarını değiştirmesi yönündeki telkinlerini göz ardı etmediğini iki taraf arasındaki yakınlaşmadan anlamak mümkündür.
İsrail, AK Parti iktidarının tavizkar politikaları üzerine ‘İbrahim Anlaşması’ imzaladığı ülkelerin de Türkiye ile yakınlaşmasında ön ayak olduğu bir gerçektir.
Özellikle yakın döneme kadar ilişkilerin sert zeminde yürütüldüğü BAE ile yeni bir sayfa açılması ve ikili ekonomik ilişkilerin yeni bir ivme kazanmasında İsrail’in rolünü göz ardı etmek mümkün değildir.
ABD ve İsrail politikalarının Ortadoğu’daki en önemli ekonomik gücü olan ve uyguladığı politikalar ile Türkiye ile taban tabana ters düşen Abu Dabi yönetiminin, bundan böyle Türkiye ile nasıl bir politik açılım ve atraksiyon içerisinde olacağı doğrusu merak konusudur.
Öncelikle Yeniden Refah Partisi olarak, Hükümetin attığı bu adımı tasvip etmemizin mümkün olmadığını ve Filistin davasına her zaman olduğu gibi sahip çıkacağımızı burada ifade etmek isteriz.
2- Mevcut Türkiye hükümetinin Filistin konusunda taktiksel ve stratejik olmayan bir tutum sergilediği görünüyor. Suriye krizinde de bu tutumu gördük. Suriye örneğinde de kazanacaklarına inandıkları halde Şam’a karşı stratejik olmayan bir politika benimseyerek başarısız oldular. Siz bu tür bir politika hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bizler işin başından beri AK Parti iktidarının izlediği Suriye politikasının yanlışlıklarını ortaya koymaya çalışıyoruz. Hükümet, Suriye konusunda yanlış bir politika izleyerek ABD ve İsrail’in geçmişte ortaya koydukları YINON PLANI ve benzeri planlara adeta dolaylı olarak payanda olmuş oldu. Yeniden Refah Partisi olarak Suriye politikasının yanlış olduğunu her platformda savunuyoruz. Özellikle ABD’nin, Doğu Suriye’de SDG vasıtasıyla “devlet içinde yeni bir devlet” yaklaşımıyla Suriye’yi bölme planını tasvip etmediğimizi ifade etmek istiyoruz. Dick Cheney’in , Başkan Yardımcısı olmadan önce 1999'da Londra'daki Petrol Enstitüsü'ne yaptığı konuşmada aynen Yinon Planı doğrultusunda hareketle Suriye, Irak, İran ve Türkiye’nin parçalanması fikrini ortaya koyuyordu. Ne yazık ki bu planlar dahilinde Irak ve Suriye şu anda fiili olarak parçalanmış vaziyettedir.
Türkiye ve İran’ın bu gelişmelerden çok önemli dersler çıkararak yakınlaşma politikaları içerisinde olmaları artık kaçınılmazdır. 54. Hükümetin Başbakanı Prof.Dr. Necmettin Erbakan’ın söylemleri doğrultusunda hareketle Irak, Suriye başta olmak üzere tüm İslam coğrafyasında bir an önce huzur ve barışın hâkim olmasını arzuluyoruz. Bunun sağlanabilmesi konusunda Türkiye ve İran’a büyük görevler düşmektedir.
3- Fars Körfezi’ne kıyısı olan bazı ülkeler Siyonist Rejim ile ilişkileri normalleştirmeye kalktığında Türkiye bunu kınadı. Bunlara rağmen Ankara neden Tel Aviv ile ilişkilerini normalleştirmek istiyor? Türkiye'nin normalleşme politikası ile BAE ve Bahreyn gibi ülkelerin politikası arasında bir fark var mı?
Bu normalleşme politikasını AK Parti hükümetinin içinde bulunduğu ekonomik politikaların zorluklarına göre değerlendirmek gerekir. Bu konuda iktidar ne yazık ki, daha önce öne sürdüğü politikaları ters yüz ederek adeta ABD ve İsrail’in boyunduruğunda yeni bir çizgi izlemeye başladığını görüyoruz. Bizce bu normalleşme politikalarıyla AK Parti iktidarı yeniden İsrail ile stratejik bir iş birliği içerisine girmiş durumdadır. ABD’nin yörüngesinde hareket etmekte olan İsrail ve diğer Fars Körfezi’ne kıyısı bulunan ülkelerin Türkiye’nin politikalarına yaklaşmalarının mümkün olamayacağı gayet aşikardır. Bizce Sn. Cumhurbaşkanı, ABD ve İsrail’in politikalarına yanaşarak bundan sonra bu ülkelerle ABD’nin çizgisi dahilinde yakın politikalar izlemesi beklenmektedir. Ana hedefi ‘güvenli ve nihai sınırlara sahip’ bir ülke arzusu içerisinde olan İsrail’in, Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’de yeni yerleşim alanları oluşturması ve Filistinlilere karşı sert politika içinde olduğu bir dönemde AK Parti hükümetinin böyle bir politika içinde olmasının Filistinlilere bir fayda getirebileceğini düşünmek saf dillik olur kanaatini taşıyoruz.
3- AK Parti'nin Filistin davasını her zaman desteklediği göz önüne alırsak, hükümetin ve Erdoğan'ın Siyonist Rejim başkanını Türkiye’ye davet etme ve Tel Aviv ile ilişkileri normalleştirme konusundaki son eylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ın daveti üzerine Siyonist Rejim başkanının Türkiye’yi 9 Mart’ta ziyaret edecek olması İsrail’in yayılmacı ve işgalci anlayışında bir değişiklik getirmeyeceği bir gerçektir. Aksine İsrail’i, BM İnsan Hakları Komisyonu ve Uluslararası İnsan Hakları Örgütlerinin ‘ırk ayrımcısı’ olarak ilan ettiği bir dönemde davet etmek Türkiye’nin Filistin politikasına verdiği destekle taban tabana zıt bir durum oluşturmaktadır. Bunu tasvip etmek mümkün değildir. Bugün Ortadoğu’da yaşanmakta olan sorunların arkasında hep İsrail’in politikalarını görmek mümkündür.
İsrail, bölge ülkeleri yönetimlerini zayıflatma yoluna giderek güvenliğini sağlamlaştırmaya gitmektedir. Yeniden Refah Partisi olarak Siyonist İsrail başkanının Türkiye ziyaretini tasvip etmediğimizi ifade etmek isteriz.
Muhabirler:
Roya FEREYDUNİ
Azer MAHDAVAN
yorumunuz